Osmanlı devlet yapısında vergi, nüfus ve arazilerin tespiti maksadıyla yapılan sayım işine tahrir kayıt yapılan deftere ise Tahrir Defteri denilmektedir.
Lugatta “yazmak, kaydetmek, deftere geçirmek” manalarına gelmektedir. Osmanlı Devleti’nin hangi tarihten itibaren bu sayımlara başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber en eski sayımı 1431 tarihli Arvanid Sancağı Defteridir.
Üç kıtaya yayılmış İmparatorluğu ve bugün yeni kurulan devletlerin tarihini tam olarak bilmek önemlidir. Bu tarih bu bölgelerin askeri, ekonomik ve sosyal yönünü ortaya koyan bu defterlerle bilinebilir. İşte Osmanlıda bu defterler muntazamen tutulmuştur.
Tahrir Hakkında Bilgiler: Osmanlılar ’da tahrir tımar sistemiyle doğrudan bağlantılı olup tahrir araştırması sonucu hazırlanan deftere çeşitli isimler verilirdi. Bu isimler “defter-i cedid”, önceki deftere “defter-i atik”, bir evvelkine ise “defter-i köhne” denilmekteydi.
Bu defterler düzenli olarak tutulurdu. Bir yerin fethedilmesi ile birlikte hemen ilk tahrir kayıtları yapılırdı. Vergi gelirlerinde değişim veya yeni padişahın tahta çıkması gibi nedenlerle yaklaşık 30 yılda bir yenilenirlerdi.
Tahrir Osmanlı vergi sitemi olan tımar sisteminin bir gereği olarak gelir kaynaklarının tespiti amacına dayanıyordu. Bunun için şehirler, kasabalar, köy ve çiftlikler teker teker gezilirdi. Buralardaki vergi mükellefleri ve neden muaf oldukları yazılırdı.
Bununla birlikte topraklı ve topraksız köylüler, evli bekar haneler, meslek grupları, ilmiyeye sınıfları, ihtiyar ve sakatlar ayrılarak yazılırdı. Hatta köylerin merası, ormanı, yaylası, çayırı ayrıntılı gösterilirdi. Yetiştirilen mahsuller ile yıllık vermekle mükellef olunan vergi ne kadarsa tahrir defteri ilgili yerine yazılırdı.
Bu araştırmalar sırasında bunların yanı sıra bölgedeki vakıflar, konar-göçer teşekküller, piyade ve müsellemlerin de ayrı ayrı tahrirleri yapılırdı. Bunlara ait defterlere kayıtlar yapılırdı.
Tahrir İşlerini Kim Yapardı
Tahrir işlemleri merkezde Nişancı nezareti altında yapılırdı. Bölgelerde ise bir yerin tahriri yapılacağı zaman, öncelikle bunun kontrol altına alacak namuslu, doğru, kabiliyetli ve çalışmasına, bilgisine son derece güvenilir bir kişi seçilirdi ki, buna “il Yazıcı”, “Emin” adı verilirdi.
Yerine göre vilâyet kâtibi, mübâşir veya muharrir de yapardı. Aynı zamanda işin tekniğini iyi bilen bir katipler de bulunmaktaydı. Ayriyeten Tahrir işlemi her bölgenin kadısının da gözetimi ve denetimi altında yürütülmekteydi.
Bir bölgede iki tahrir arasında yapılan işlemlerin, değişikliklerin ve verilen vergi muafiyetlerinin sürekli işlendiği icmal defteri tutuluyordu. Bu defteler Dîvân-ı hümâyûn’un tahvil kaleminde muhafaza edildiği için sonrasında tahvil defterleri olarak isimlendirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder