Yıllardır kentler büyüdü, nüfus yoğunlaştı. Küreselleşmeci ve piyasacı anlayış, azmanlaşan kenti beton yığınına çevirdi. Yaşam alanı kalmadı, afetlerle başa çıkma güçleşti. İnşaat Yüksek Mühendisi Hüseyin Aksu, 'Kentleşme Devrimi'nin programını 6 maddede Aydınlık'a anlattı.
Kent Bilimci Hüseyin Aksu
10 ili etkileyen binlerce insanımızın hayatına mal olan depremin ardından güvenli kentleşme sorunu yeniden gündeme geldi. Eski Aydın Belediye Başkanı ve kent bilimci İnşaat Yüksek Mühendisi Hüseyin Aksu, canlarımızı kurtaracak kentleşme devrimini 6 maddede anlattı. Aksu, "Kentleşme Devrimi" adını verdiği programı "Kanun tasarılarından yönetmeliklere, uygulama ve eğitim kılavuzlarından, performans protokollerine kadar tüm ayrıntıları ile hazırlanmış olan; bütüncül ve disiplinler arası bir model çok sayıda sorunu çözebilir. En başta deprem olmak üzere, gecekondu, kaçak inşaat, trafik, ulaşım, altyapı, tarım arazilerinin korunması gibi temel sorunlar, Kentleşme Devrimi ile çözülür." dedi. Aksu, Kentleşme Devrimi'nin, yol haritası ve ana stratejisini şöyle özetledi:
* FAYLAR VE JEOLOJİK YAPI İLE ALT YAPI KANUNU
Önerilen fay kanunu ile, mikro bölgeleme yapılarak en kılcal ayrıntılarına kadar fay koruma bantlarının tespiti, kanun kapsamında çizili kanun hükmünde sayılması, tapu kütüğüne şerh edilmesi, bu hatlarda kalan tüm yapıların devlet tarafından “tazmin edilerek” taşınması veya takas edilmesi ile imar planlarına işlenerek bu fay koruma alanlarının tam olarak boşaltılması. Kent içinde kalanlar ise yeşil alana dönüştürülecek.
Ülkedeki tüm yapıların ve altyapı tesislerinin yapım ilke ve kurallar yeni bir yaklaşım ile, her türlü dış etkiye karşı aşırı emniyetli katsayılar ve yapım teknikleri kullanılarak radikal biçimde değiştirilecek.
* YAPI SİGORTASI VE DENETİMİ KANUNU
Yapı denetim sistemi sigorta sektörünün bir uzantısı olarak düzenlenecek. Yapı denetim bürolarının “sigorta acentesi” statüsünde ve ana firmanın denetimi altında çalışan, her türlü kalifiye uzman, teknik eleman ve teçhizata sahip olmalarını sağlayacak şekilde, ana sigorta şirketinin kuracağı il ve bölge teşkilatları ve laboratuvarlarından müşterek hizmet alacakları bir model oluşturulacak.
* COĞRAFİ BİLGİ VE PLANLAMA KANUNU
Planlamaya ve kentleşmeye esas tüm coğrafi bilgilerin ulusal ölçekte elde edilerek kullanılması konusunda; her ölçekteki imar planlarının düzenleme ve değiştirme ilke ve esaslarını düzenleyen, kentlerin ve tarım alanlarının ilişkisini ve geleceğini, stratejik planlardan aldığı vizyon ve hedeflere göre planlayan bir model oluşturulacak. Kentsel ve kırsal yerleşmelerin ulaşım aksları üzerinde doğrusal yerleşime açılmasını esas alan ve kalan tüm toprağı koruyan bir devrimsel yaklaşım esas alınmıştır.
Aksu, daha önce de “Sığırların bile kimliği var binaların yok!” diyerek kayıt dışılığa dikkat çekmiş ve önlem alınmasını istemişti.
* TARIM, ORMAN VE DOĞA PARKLARI KANUNU
Doğal dokuyu, tarım ve orman alanlarını mutlak koruyan; kentler ile bu alanların ilişkisini düzenleyen, tarım alanlarının mülk sahibi üreticileri örgütleyerek, müşterek makine, ilaç, gübre ve alan kullanımı ile teçhiz eden, toprak üzerindeki güneş, rüzgar veya jeotermal enerji haklarını kooperatifler eliyle kullandıran bir model olacak. Bu model, toprağın vasfının geliştirilmesi ve sulama, drenaj, erozyon kontrolü, teraslama gibi altyapıyı yerel yönetimler eliyle sağlayacak.
* YAPI TESCİL, SİCİL, PLAKA VE MUAYENE KANUNU
Mevcut bina kimlik yönetmeliğinin kapsamı genişletilmeli. Ülkedeki tüm yapılara, zorunlu resmi bir plaka verilmeli. Plaka binanın görünen yerine asılmalı. Plakanın binanın adresini de temsil ettiği bir sistem içinde, yapı sicil dosyası açılması, tüm verilerin bu veri tabanında toplanması ve bina karnesi düzenlenmeli. Bu karne için, binanın afetlere karşı risklerine 1’den 10’a kadar not verildiği bir sistem kurulmalı. Tüm yapıların 2 yılda bir kez sigorta acenteleri bünyesindeki yapı denetim bürolarında denetlenerek muayene vizesi verilmeli.
* ULUSAL YAPI DÖNÜŞÜMÜ KANUNU
Yapıların afet notlarına göre; denetim sonrası notu 1 olanların ilk yıl içinde yıkılarak yenilenmesi. Notu 2 ve 3 olanların 3 yıl içinde, notu 4, 5 olanların 5 yıl içinde yenilenmesi veya güçlendirilmesi. Bu sırada ülkedeki karnesi zayıf olan tüm riskli binaların temizlenmesi. Zorunlu kılınacak uygulama içinde mülk sahiplerinden hiçbir finansman beklemeden, onlara eşdeğerde ve güvenli mülk edindiren dönüşümü sağlayan, kamu eliyle arsa üretimi ve kentsel rantların kamuya mal edilmesini esas alan bir finansman modeli oluşturulacak.
LİNÇ KÜLTÜR İLE GERÇEK ÇÖZÜMDEN UZAKLAŞIYORUZ
Hüseyin Aksu, belediye başkanı olarak görev yaptığı 1994-2002 yılları arasında, Bayındırlık Bakanlığına yapılar için plaka önerisi yaptıklarını ancak bunun bir türlü hayata geçirilmediğini söyledi. Toplumda tartışılan meselelerin linç kültüre uygun olduğuna dikkat çeken Aksu, sözlerine şöyle devam etti: “Hep ‘hırsız müteahhitler, çürük zeminde inşaat, ovaların betonlaşması, zemin kattaki dükkânlar, kolon kesme, yüksek katlı binalar, rüşvetçi belediyeciler, mesleğini bilmeyen mühendisler’ gibi toplumumuza yüklenen kusurların içinde gerçek çözümün nasıl olacağını tartışamıyoruz bile. Akademisyen hocalarımız ise, devlet kendilerine bir görev verdiyse, devletin statükolarının arkasında rol alıyor.”
‘TOKİ’Yİ BİZ KURDUK, SONUÇ ORTADA’
Kahramanmaraş depreminde bir gerçek ortaya çıktı: 134 bin TOKİ konutu yıkılmadı. Böylece gözler TOKİ modeline çevrildi. Bu işin sırrını da TOKİ kurucusu ve eski başdanışmanı Aksu anlattı: “Ben 1977'de Yerel Yönetim Bakanlığına baş danışmanlık yaptım. TOKİ modelini orada geliştirdim. Süleyman Demirel Başbakan, Turgut Özal da Başbakanlık Müsteşarı oldu. Benim çalışmamdan bahsetmişler. Beni davet ettiler. TOKİ modelini anlattım. Rahmetli Demirel, Türkiye’nin bu model ile gecekondu sorununu çözebileceğine ikna oldu.
'MÜTEAHHİTE İNİSİYATİF VERİLMİYOR'
Sonra 1980 darbesi oldu. Tasarı ortada kaldı. Bir süre sonra beni tekrar davet ettiler. Paşaları ikna ettim, 'kanunu getir' dediler. Ancak, 'Kanunun içine özelleştirmeyi de dahil edeceğiz' dediler. 1981 yılında çıktı.1993'e kadar, 12 yıl TOKİ’nin danışmanlığını yaptım. Tüm sistemi kurduk. İdeal inşaat sürecini orada mevzuatın içine yerleştirdim. TOKİ sisteminde devlet müteahhide götürü bedelle iş verir. Parasını hemen öder, şantiye şefliğini TOKİ seçer. Kontrol hizmetlerini TOKİ seçer, şantiye şefliği ve kontrol hizmeti TOKİ tarafından sertifikalandırılmış, çok kaliteli mühendislik büroları tarafından yürütülür. Yani müteahhite inşaat konusunda hiçbir inisiyatif verilmez. Hazırladığımız reform modelleri gerçekten tereddütsüz, sonuç alacak sistemler.
"Konutlarda tünel kalıp sistemi kullanılması ve radye-kutu temel yapılması, zeminin zayıf olduğu yerlerde kazık temel uygulaması sistemini kurdum. TOKİ, bugüne kadar hiç çürük bina yapmadı. Kötü bina yaptı, kötü mimari projeler yaptı, yanlış yerlere yanlış yatırımlar yaptı ama çürük bina yapmadı. Çünkü temel ve taşıyıcı sistem basit biçimde doğru tanımlandı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder